Altındağ Belediyesinin yürüttüğü Kültür‚ Sanat ve Edebiyat Söyleşileri’nin üçüncüsü 26 Nisan Cumartesi günü Yunus Emre Kültür Merkezi’nde gerçekleştirildi. “Türk Dilinin Önemi ve Dilimizdeki Kirlenme” başlıklı toplantının konukları Türk Dil Kurumu Başkanı Prof. Dr. Şükrü Halûk Akalın ve Yavuz Bülent Bakiler idi.

Mehmet Nuri Parmaksız’ın yönelttiği sorularla söyleşi havasında gerçekleştirilen programda ilk sözü Yavuz Bülent Bakiler aldı. Bakiler günümüzde dilin öneminin farkında olunmadığını vurgulayarak başladığı konuşmasında milletlerin hayatında dilin önemine vurgu yaparak tarih üzerinde pek çok devletin siyasi bağımsızlıklarını kaybettikleri halde‚ sırf dillerini korudukları için aradan yıllar ve hatta asırlar geçmesine rağmen yeniden birlik olabildiklerini devlet kurabildiklerini‚ oysa tarihte hiçbir devletin dili kaybolduktan sonra yaşamaya devam edemediğini ve kendi dilini kaybeden milletlerin konuşmaya başladıkları dilin hâkimiyetine girdiklerini söyledi. Hür ve bağımsız bir millet olabilmek için Türkçenin tüm zenginlikleri ile varlığını sürdürmesi yolunda çalışmalıyız diyen Bakiler dili güçlendirmenin ve korumanın en önemli yolunun dili kullanmak ve okuyarak dil hazinesini genişletmekle mümkün olduğunu ifade etti. Zekânın göstergesinin kişinin bildiği kelime sayısına bağlı olduğunu belirten Bakiler‚ zekâmızı ve üreticiliğimizi artırmak istiyorsak kelime dağarcığımızı geliştirmeliyiz‚ ne kadar fazla kelime ile konuşursak ufkumuz o kadar genişler dedi.

Prof. Dr. Şükrü Halûk Akalın konuşmasında birey ve toplum için dilin önemi üzerinde durdu ve dilde birliğin öneminin Osmanlı İmparatorluğu zamanında ilk gazetelerin çıkışı ile gündeme geldiğini belirtti. Prof. Dr. Akalın dilde birlik sağlanamadığı için Meclis-i Mebusan toplantılarında zabıt katiplerinin zabıt tutamaz hâle geldiklerini anılardan verdiği örneklerle dile getirdi. O dönemde yazılıp da konuşulamayan‚ konuşulup da yazılamayan bir Türkçe olduğunu ve dilde birlik sorununun Cumhuriyetin ilanına kadar tartışmaların ana konusu olduğunu ifade eden Prof. Dr. Akalın‚ Cumhuriyetin ilanının hemen ardından Türk Dili Tetkik Cemiyetinin kurulduğunu ve Türk Dili Kurultayı’nın toplandığını ve böylece dilde birlik sağlanması çalışmalarına hız verildiğini söyledi. Dilde özleşme çalışmalarının beraberinde getirdiği tavsiyeciliğin dili bir çıkmaza soktuğunun görülmesi üzerine Batı’da öteden beri yapılan karşılaştırmalar Türkçe için de yapılmıştır diyen Prof. Dr. Akalın‚ Güneş Dil Teorisi ile Türkçenin avam bir dil olduğu kanısının‚ hor bakışın sarsılması‚ Türkçeye bakışın yüceltilmesi ve dilin çıkmazdan kurtarılması amaçlanmıştır dedi. Bu araştırmalar sonucunda Atatürk’ün ifade ettiği “ketebe-yektübü Arabın‚ kâtip-mektup Türkün” anlayışının Türk Dil Kurumu tarafından da benimsendiğini ve Türk Dil Kurumunun bu anlayıştan hareketle herkesin anlamını bildiği‚ kullandığı‚ şarkılarımıza‚ türkülerimize‚ destanlarımıza girmiş kelimelerin Türkçe kabul edildiğini vurguladı. Konuşmasında Türk Dil Kurumunun çalışmalarına da değinen Prof. Dr. Akalın‚ ticarî hayatta yaşanan sorunlara ve çözüm önerilerine de yer verdi.

Söyleşinin devamında Türkçenin kullanımında yaşanan sorunlara değinen konuklar‚ yabancı dillerden kelimeler yanında dil bilgisi kurallarının da alındığını‚ alfabemizde olmayan harflerin kullanımının yaygınlaştığını belirterek bunların dilde ciddi sorunlara neden olduğunu söylediler.

Dinleyicilerin sorularına da yer verilen programın sonunda Altındağ Belediye Başkan Yardımcısı Yunus Keleş her iki konuğa günün anısına birer armağan takdim etti.